cross

Artık Yayınlara Mesajınızı Gönderebilirsiniz!

Devam etmek için ENTER'a basın.

The Vampire Diaries: Mystic Falls’un Büyülü Dünyası

Bazen bir dizi öylesine içine çeker ki, hayatın bir parçası gibi hissettirir. “The Vampire Diaries” tam olarak da böyle bir yapım. 2009’da ekranlara geldiğinde Mystic Falls’un gizemli kasabasına, tüm izleyiciler olarak adım attık ve karakterlerin yaşadığı aşk, kayıp ve mücadeleleri hep birlikte hissettik.

Hikâyenin merkezinde Elena Gilbert yer alıyor. Elena, ailesini kaybettikten sonra hayatında denge kurmaya çalışan güçlü ama kırılgan bir genç kız olarak tanıtılıyor. Mystic Falls’a dönen Salvatore kardeşler Stefan ve Damon ise, onun dünyasını tamamen değiştiriyor. Stefan, iyiliği ve insanlığı korumaya çalışan fedakâr bir vampir; Damon ise karanlık, başına buyruk ama içinde yumuşacık bir kalp taşıyan bir karakter. İzlerken zaman zaman Damon’un karanlık mizahına, zaman zaman Stefan’ın sessiz fedakârlığına kapılmak kaçınılmaz. “Team Damon” ve “Team Stefan” tartışmaları ise, dizinin en eğlenceli ve duygusal yanlarından biri bizce. “The Vampire Diaries” izleyicileri Stefan’ı güvenilir, Damon’ı tutkulu buluyor; tartışmalar ise kimin gerçek aşkı temsil ettiği üzerine gidiyor.

Diziyi özel kılan bir diğer unsur da doğaüstü evrenin derinliği. Vampirler, kurt adamlar, cadılar ve doppelganger’lar, Mystic Falls’u sürekli sürprizlerle dolu bir yer hâline getiriyor. Karakter gelişimleri diziyi unutulmaz kılan bir başka unsur. Damon Salvatore’un anti-kahramandan duygusal olarak olgun bir karaktere dönüşümü, vampir ve aynı zamanda Elena’nın yakın arkadaşlarından biri olan Caroline Forbes’un yüzeysel anlatılan bir genç kızken güçlü ve bağımsız bir kadına evrilmesi, her sahneyi çok daha anlamlı kılıyor. Hatta, Elena’nın günlüğe yazdığı içten cümleler, küçük bir anın bile güçlü bir duygu yaratabileceğini gösteriyor.

Mystic Falls’un bizi içine çeken bir yandan da korkutan bu atmosferi, kullanılan müzikler ve detaylı prodüksiyonu ile adeta kendi başına dizinin bir karakteri gibi. Bazı sahnelerde öylesine içine çekiyor ki izleyici, kasabanın bir parçasıymış gibi hissediyor. Damon ve Elena’nın ilk gerçek konuşmalarından biri, hem duygusal hem de hüzünlü bir sahne olarak hafızalarımızda yer ediniyor.

2017’de dizi final yaptığında, birçok kişi sanki uzun süredir tanınan bir dostunu uğurluyormuş gibi hissetmişti ancak hikâye orada bitmedi aslında. The Originals ve Legacies spin-off ’ları ile bu mistik evren devam etti. Yine de orijinal dizi, Mystic Falls’un büyüsünü ve karakterlerin bu içsel yolculuklarını en saf hâlleriyle sunduğu için bizim için her zaman biricik olarak kalacak.

Daha fazlası için Radyo Bilkent’i sosyal medya hesapları ve internet sitemiz üzerinden takip etmeyi ve frekansınızı 96.6’ya ayarlamayı unutmayın!