KADRAJIYLA FARKLI TATLAR YARATAN KADIN: AGNES VARDA

Sinema benim evim. Sanırım hep içinde yaşadım.

Sinema dünyasına kazandırdığı ilk filmi La Pointe-Courte ile ve bakış açısıyla bu gezegenin sınırlarını aşan Varda, fotoğrafçılığının yanı sıra yönetmenliğiyle de ‘Yeni Dalga’ akımını Fransa’da başlatarak tarihe adını yazdırdı. Sayısı 45’i aşan uzun ve kısa metrajlı filmleriyle görsel bir şölen sunarken değindiği işçi ve köylü meseleleri, cinsiyet ve sınıf ayrımı gibi önemli noktalarla da izleyicinin ufkunu genişletti.

Varda, filmografisindeki “sanat eserlerinin” içinde ayrı yere sahip olan ve en son eklenen iki filmden ilki olan “The Mur Murs” (Duvar Duvarlar) isimli 1980 yapımı belgeseliyle Los Angeles sokaklarındaki duvar resimlerini ve sanatçılarını keşfederken her birinin hikayesine de değinerek hem şehrin kültürüne ayna tutuyor hem de farklı bir perspektiften sizlere kıtanın tarihini öğretiyor.

En son eklenen ise sinema tarihinin en önemli filmlerinden biri olarak kabul görüyor. Siyah-beyaz şaheser “5’ten 7’ye Cléo” ise şarkıcı bir kadının hastalık psikolojisini, Paris’in büyülü atmosferinde eşsiz dekorlarıyla izleyiciye sunuyor. Filmin sonunda Cléo’nun dingin yeni başlangıcına eşlik ederken içinizin huzurla dolacağını garanti ediyoruz. Varda sinemasına dair bol bol ayak izlerine rastlayacağınız bu filmin sizler için iyi bir başlangıç filmi olacağına inanıyoruz!