Bu Barbie’nin Dünyası, Biz Sadece İçinde Yaşıyoruz

Hepimizin aylardır heyecanla beklediği film “Barbie” için geri sayım sona erdi! Herkesin içindeki çocuğu kıpır kıpır eden, dünyaya baktığı gözlükleri pembeye boyayan film geçtiğimiz günlerde vizyona girdi. Yapılan çılgınca pazarlamaların ardından beklenen şekilde gişe rekorları kırdı ve hatta aynı gün vizyona giren “Oppenheimer” filmini gişe hasılatında ikiye katladı! Hadi gelin bu filmin neden klasik bir “Barbie” filmi olmadığını ve filmden neler beklediğimizi inceleyelim.

Öncelikle “Barbie” Greta Gerwig yönetmenliği altında çekilen bir film. Gerwig’i ve eşsiz yeteneklerini Oscar adaylı “Küçük Kadınlar” ve “Uğur Böceği” filmlerindeki yönetmenlik performanslarından öğrendik. Ayrıca filmin senaryosu Greta Gerwig ve Noah Baumbach işbirliği ile yazılıyor. Baumbach da Oscar adaylı “Mürekkep Balığı ve Balina” ve “Evlilik Hikayesi” ve yönettiği daha birçok film ile başarı ve yeteneklerini göstermiş bir isim. Feminist bir ikon mu yoksa ataerkillik kurbanı mı olduğuna bir türlü karar veremediğimiz “Barbie” bebeğini bu iki isimle yan yana görmek ister istemez yapım hakkında yoğun bir merak duygusu uyandırıyor bizlerde.

Film, direktif kadronun yanında oldukça sağlam bir oyuncu kadrosuna da sahip. 2019 yılında seçilen başroller; Margot Robbie ve Ryan Gosling adeta gerçek hayat Barbie ve Ken. İkonik sarı saçları, idealize edilmiş vücut tipi ve güzelliğiyle Margot Robbie, Barbie rolü için bir biçilmiş kaftan. Bunun yanında Barbie’si olmadan var olamayan Ken rolünü, espritüel ve deli dolu halleriyle Ryan Gosling’in mükemmel oynaması kaçınılmaz. Filmin ilk yorumlarından da anladığımız kadarıyla kendisi sinema salonundan yükselen kahkahaların çoğunun sebebi. Bu güçlü başrollerin yanında Scott Evans, Simu Liu, Ncuti Gatwa, Hari Nef, Emma Mackey, Sharon Rooney, Issa Rae, Nicola Coughlan ve daha birçok önemli isim farklı Ken ve Barbie versiyonlarını canlandırıyor. Bu da orijinal Barbie’de bulunmayan çeşitliliğe yapılan güzel göndermelerden yalnızca bir tanesi.

Bunlara ek olarak, Barbie reklam ve pazarlama konusunda da üstün başarılar elde etti. Vizyondan önce dünya adeta pembeye boyanmıştı.  Barbie’ye özel Burger King menüsünden tutun, çeşitli markalar için çıkarılan giyim koleksiyonlarına, makyaj malzeme serilerine ve Xbox için özel tasarlanan Barbie Evine kadar birçok markayla çalışıldı ve filmin ismi her yere duyuruldu. Dua Lipa, Lizzo, Ice Spice ve Nicki Minaj gibi büyük ve ana akım isimler de filme özel şarkılar çıkardı. Airbnb için özel tasarlanmış konsept Barbie Evi ise en yaratıcı reklam çalışmalarından biriydi. Üstüne üstlük, Barbie evreninin gerçek boyutlu versiyonunun inşaatı ardından dünyada meydana gelen pembe boya kıtlığı ise istemsizce olmasına rağmen yapılan en büyük reklamlardan biriydi. Uzun bir süre etrafımızda Barbie’den başka bir içerik görmemek her birimizin içini istemsizce filme yönelik yoğun bir merak ve istek ile doldurdu. Bu yüzdendir ki bütçesi 145 milyon dolar olan film vizyona girdiği ilk günden itibaren 150 milyon dolar hasılatı geçti.

Fragmanlardan anladığımız kadarıyla film, Barbie’nin varoluşsal bir kriz yaşamasıyla Barbie dünyasından dışarı, “gerçek dünyaya” yaptığı bir yolculuktan oluşuyor. Elbette Ken onu bu serüvende yalnız bırakmıyor ve beraber dünya hakkındaki gerçekleri öğreniyorlar. Filmin seyri sırasında kapitalizm ve erkek egemen toplum eleştiriliyor, kadın olmanın zorluklarının altı çiziliyor ve ortaya güçlü mesajlar veren modernize edilmiş bir hikâye çıkıyor. Bakalım Barbie filmi bütün bu beklentileri karşılayabilecek mi, merakla bekliyoruz. Sizlere de çok vakit geçmeden ve hiçbir spoiler yemeden bir Barbenheimer maratonu yapmanızı öneriyoruz.

Bütün film ve dizi haberleri için Radyo Bilkent’i sosyal medya hesaplarından da takip etmenizi önermeden geçmiyoruz!